Martin Scorsese Sinemaya Gitmeyi Neden Bıraktı?
Martin Scorsese artık sinemaya gitmiyor. Bu, sinemayı sevmediği anlamına gelmiyor; aksine, onu bu karara iten şey, salonlardaki seyirci davranışları. Usta yönetmen, uzun yıllardır dostu olan sinema eleştirmeni Peter Travers ile yaptığı bir sohbette bu konudaki düşüncelerini açıkça dile getirdi.
Travers, Scorsese’ye neden artık sinema salonlarında film izlemediğini sorduğunda, yönetmen adeta içini döktü. Travers, bu anı şu sözlerle aktardı: “Maestro’ya neden sinemaya gitmediğini sordum, o da telefonla konuşan, film sırasında salonu terk edip devasa boyutlarda içecek ve atıştırmalık alan, yüksek sesle konuşarak oyuncuların repliklerini bastıran izleyicilere karşı adeta öfkesini kustu.”
Scorsese, gençliğinde arkadaş grubuyla film izlerken aralarında konuştuklarını ama bunun tamamen farklı olduğunu belirtti. “Evet, belki biz de konuşuyorduk,” dedi, “ama konuştuklarımız hep filmle ilgiliydi. Detaylar üzerine sohbet etmek bizim için ayrı bir zevkti.”
Bugünlerde ise Scorsese, sinema salonlarına gitmek yerine evinde film izliyor. New York’taki evinde özel bir sinema odası var. Siyah-beyaz klasik afişlerle süslenmiş bu alanda, eski dönem filmlerden oluşan dev bir arşivi de bulunuyor. Ayrıca, evinin üst katında ikinci bir izleme odası daha var.
Bu ev sineması sayesinde Scorsese hâlâ güncel filmleri yakından takip ediyor. Yakın zamanda TÁR, Pearl, Hereditary, Nosferatu ve I Saw the TV Glow gibi yapımları beğeniyle izlediğini dile getirdi.
Scorsese’nin bu şikayetini anlamak hiç de zor değil. Günümüz sinema salonlarında birçok kişi telefon kullanıyor, film boyunca konuşuyor veya sık sık dışarı çıkıyor. Sinema sanatına tutkuyla bağlı biri için bu durum tam anlamıyla bir kabus olabilir.
Eskiden sinema salonları, insanların bir hikayeye birlikte dalıp gitmesini sağlayan büyülü yerlerdi. Ancak artık bu deneyimi kesintisiz yaşamak zorlaştı. Bu yüzden Scorsese gibi birçok sinemasever için evde film izlemek çok daha cazip hale geliyor.